Geçen gün kuzenim bizim ofise lüzumlu telefonlar için rehber aldığında alaya aldım onu, “artık internet var teknoloji bu kadar gelişmiş ne gerek var bu kadar teferruata” diye. Zamanımın çoğu ofiste geçeceğinden bilgisayarı ofise taşıdım tabi interneti taşımak için de telefonu taşımam gerekti. Türk Telekom bana bir günde olur dediği nakil işlemi iki gün sürdü ve hala nakil işlemi gerçeklenmedi. Bir problem çıktığında çözülmeden ben rahat edemem doğrusu, o yüzden acil tel açamam gerekti. Ardından bir baktım internet yok, tel rehberinde de telefon yok müşteri hizmetleri numarasını arayacağım(3 farklı yer) Türk Telekom kolaydır dedim, hemen en yakın evlerin kapılarını kontrol ettim belki fatura vardır diye ama bulamadım zor telefonlar aklıma geldi en kolay dediğim ise bir türlü aklıma gelmedi. Keşke rehbere de lüzumlu telefonlar yazsaydım dedim ardından ceza olarak hafızamı yoklamaya başladım 444-numaraları arama girişimlerine başladım ve bingo! Aklıma geldi. Buradan kendime bir pay çıkarttım.
Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin hiçbir şey kâğıtların yerini alamaz. Neden acaba? Cep bilgisayar, pda cihazları varken kâğıdı nerede kullanmalıyız?
Dijital kâğıtlarda (bilgisayar, pda…) bir yazı yazmaya başladığımızda bize çok yardımcı olurlar hatta yazacağımız birçok yazıyı anında karşımıza getirir ve daha hızlı yazmamızı sağlarlar. Bu bir ihtiyaçtır ama bu ihtiyacımızı sürekli kullandığımızda artık kelimeleri yarım yarım yazmaya başlıyoruz ve hafızamıza yarım yamalak bilgiler gönderdiğimiz için hafızamızı daha etkin kullanamıyoruz o yüzden kağıdı ne olursa olsun ihmal etmemek gerekir. Ben şahsen notları telefonda yazdığım gibi bazı notları kâğıda geçirip cüzdanıma koyuyorum. Önemli bilgileri yazacak olursanız her zaman için şifrelemeniz gereklidir herkesin kendine göre bir şifreleme sistemi olması gerektiğine inandığımdan düşünme faslını sizlere bırakıyorum